
Yıl 1965. Tarsus İdman Yurdu’nun kaptanı Sayman Mutlu, antrenman bitince bizi başına topladı: “Yarın Mersin ile maçımızda Lefter de oynayacakmış, ona göre kendinize iyi bakın” diyerek uyardı.
O gece bir türlü sabah olmadı. Lefter Mersin İdman Yurdu’na antrenör futbolcu olarak gelmişti. Rüyalarımın kahramanı Lefter’le futbol oynamak heyecan vericiydi. Onunla o maçta çektirdiğimiz fotoğraf benim için en kıymetli anlarımdan biri oldu.
Yıllar sonra, Lefter’le Büyükada’da komşuluk, dostluk, ahbaplık yaptık. Hayatını, acı günlerini, gururlu günlerini ondan dinledik. Lefter, futbola estetiği ekleyen Brezilya futbol ekolündendir. Seyretmesi zevkli, anlatması keyiflidir onun futbolunu. Bu konu filmde güzel anlatılmış.
Lefter Filmi’nin Netflix’te yayınlanmasıyla, büyük oyuncunun hayatı belgelenmiş oldu. Torunu Özcan Katmer’le filmin gerçekleri yansıttığı konusunda hemfikir olduk. Kızlar, oğullar, torunlar beğenmişlerdi seyrettiklerini. 6-7 Eylül 1955 tarihinde, “Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalandığı” yalanıyla, azınlıklara ağır bir saldırı yapıldı. Dükkanlar yağmalandı. Kiliseler yakıldı. Tam bir vandallık. Eski Özel Harp Dairesi Başkanı ve MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı” diyerek durumu deşifre etmişti.
Büyükada’da Lefter’in evi önemli hedeflerden biriydi. Evi ateşe vermek istiyorlardı. Filmde bu sahneler olağanüstü çarpıcı ve üzücü. Fenerbahçeli taraftarların Lefter’i korumak için evin çevresinde nöbet tuttuğunu görüyoruz.
Lefter rolündeki Erdem Kaynarca rolünü iyi benimsemiş, çok canlı ve başarılı. Senarist Can Ulkay ve yönetmen Ayşe İlker Turgut iyi çalışmışlar, iyi hazırlanmışlar.
Torun Özcan, duygularını şöyle dile getirdi: “Bazı sahnelerde gözyaşlarımızı ailecek tutamadık. Senaryo, Lefter gerçeğini iyi yansıtmış. İnişleri çıkışları acıları ve sevinçleriyle tam bir Lefter filmi olmuş.”
Torun Özcan, Büyükada’da Çarşamba günü, Anadolu Kulübü’nde, belediyenin inisiyatifiyle, filmin bir gösteriminin yapılacağını söyledi.
Lefter’le kendi hikayeme dönecek olursam… Daha sonra ben de adalı oldum. Lefter’le de komşu…
Lefter’in matematik zekasından haberim yoktu. Filmin bir yerinde, öğretmeninin, “Verdiğim problemin cevabını doğru olarak buluyor ama nasıl bir işlem yaptığını anlatamıyor.” demesi, bana çok tanıdık geldi. Büyükada’da Merkez Eczanesi önünde yapılan Lefterli sohbetlere, oğlum Reşat da katılırdı. O da kafadan ağır çarpma işlemlerini birkaç saniye içinde çözer, nasıl çözdüğünü de izah edemezdi. Lefter Reşat’a özel ilgi gösterir, “Bu çocuğa iyi bakın” derdi.
Filmde Lefter’in herhangi bir eğitim görmediği halde sergilediği başarı, onun üstün zekasını ve büyük yeteneğini gösteriyor.


















Facebook Yorum
Yorum Yazın