Şanlıurfa
DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Mail: [email protected]

''ATAM RAHAT UYU''yor mu?..

''ATAM RAHAT UYU''yor mu?..

Siyasal islamcılığın laik cumhuriyet için tehdit olmaya başladığı, tarikat ve cemaatlerin mürit-militan rantiyaciliğinden darbeciliğe kadar gittiği her dönemde, tepkili kesimlerden aynı sloganlar yükselirdi;

"İzindeyiz Atam, rahat uyu..."

Milletin "fakruzaruret içerisine düştüğü" Kurtuluş Savaşı öncesinin, Atatürk'ün büyük askeri ve siyasi dehasıyla tersine döndüğünün farkında olan kitleler, ülke sosyal- siyasal açıdan fakruzaruret içerisine her düştüğünde de Anıtkabir'e koştular...

Her ne kadar cumhuriyetin bağrına saplanan hançerler (!) o müthiş slogana karşı gelse de, işte Anıtkabir'e doğru yürüyenler hep aynı sloganı attılar;

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz..."

Çünkü dinci siyaset, tarikat ve cemaatlerle rantiye üzerinden bir yandan sistemi ele geçirirken, diğer yandan da Tevhid-i Tedrisat'tan orduya kadar her alanda erozyon yarattığında da, duyarlı insanların aklına manevi bir güç olarak her zaman Anıtkabir ve Atatürk geliyordu...

Ancak siyaset yalpaladığında, çarşafa rozet takıldığında, Atatürk'ün mirasında vekil yapılan Bursalı FETÖ'cular Amerika'ya kaçtığında, gidişatın henüz farkında olmayan kesimler, "nasıl olsa ordu var" diye Türk Silahlı Kuvvetleri'nin arkasında dursalar da, orada da hayal kırıklığı yaşadılar!..

Çünkü ordunun içinden tepeden tırnağa kadar 30 binden fazla FETÖ'cü ihraç edildi...

Tuhaf ki, Ergenekon- Balyoz döneminde sadece laik "cumhuriyet" hedef alınmamamıştı... "Cumhuriyet" Halk Partisi  de hedef alınınca Baykal "Ergenekon'un avukatıyım" demek zorunda kalmıştı ama, "Atam rahat uyu" diyen kimileri yine de gidişatın farkında değildi...

Oysa bağrında Atatürk olduğu için ve içinde "cumhuriyet" geçtiği için hedef alınanlar sadece laik "cumhuriyet" ve CHP değildi...

Aynı dönemde adını Atatürk'ün koyduğu bir gazete de, içeriye sızmış FETÖ-PKK kriptosu liboş- sarhoş avukatlarla, utanmadan cemaat sofrasında oturan hikmeti kendinden menkul yazar kılıklılar yüzünden itibar kaybetmişti...

Bu sinsi işgale isyan eden Hasan Tahsin'lerin bir bölümü Oktay Akbal'a yapıldığı gibi hasta yataklarında tasfiye edilirken, kimileri de ahlaksızca- namussuzca iftiralarla susturulmaya çalışıldı...

Sonunda işgal ve iftira şebekesi FETÖ davalarından cezaevine düştü, şatafatlı hükümdarlıkları yerle bir oldu, onların rezilliklerine susanlar ise Kuvayi Milliyecilik oynamaya devam ediyorlar...

CHP'NİN BAĞRINDAKİ AKP!..

"Atam rahat uyu, Atatürk'ün izindeyiz, Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyenler, Ergenekon tuzağında, adında "cumhuriyet" olan yukarıdaki üç alanda hayal kırıklıkları yaşasa da, toplumun duyarlı kesimleri umutlarını tüketmemeye çalıştı...

Ancak özellikle son 12 yılda umut vermesi gereken siyasetin ideolojik erozyonları hiç durmadı;

Hiçbir yasak yokken türbana özgürlük çelişkisi, tarikat- cemaatlerle helalleşmek,  Atatürkçülerin yerine Atatürk düşmanlarını getirmek vs.

Bu arada; Türkiye sosyal-siyasal açıdan her dara düştüğünde ve ana muhalefet zikzaklarla her yalpaladığında "bize oy vermezseniz AKP gitmez" şeklindeki terane 20 yıl boyunca dayatıldığı halde, AKP seçimlerde kazanmaya devam etti, takım tutar gibi parti tutan kimi gafiller yine de uyanmadı...

Ancak ölümü gösterip sıtmaya razı etme tuzağı, "iktidarı iktidarda-muhalefeti muhalefette" tutmaktan öteye gitmezken, "kol kırılır, yen içinde kalır" gafletinde de artık mızrak çuvala sığmıyor!..

İşte Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'deki, "memleketin her köşesi bil fiil işgal edilmiş olabilir" şeklindeki tespitinin siyasal versiyonlarıyla, kahredici tuhaf bir siyasal ortamın bağrına düşürüldü Türkiye...

"Gaflet, dalalet ve hatta ihanet" işte o yüzden bugünlerde çok sorgulanıyor, Atatürk'ün izinde olanlar, gerçek CHP'liler tedirginlik yaşıyor, kimse de "Atam rahat uyu" demeye cesaret edemiyor!..

İşte bir taraftan DEVA, Gelecek ve Saadet'ten gelen 70 kadar AKP'li, (parti emekçisi CHP'liler bir tarafa atılarak) vekil listelerine konulurken, "bize oy vermezseniz AKP gitmez" şeklindeki o sinsi dayatma da iyice çuvallamış oldu...

Çünkü en çok tepki çeken Sadullah Ergün başta olmak üzere, yığınla AKP'li bizzat CHP'nin içinden aday gösterildi...

ATATÜRK DÜŞMANLARI, PKK ÇAĞRILARI!..

Yıllardır yaptığımız yukarıdaki uyarıların haklı çıktığını gösteren siyaset manzarası, tabanının yüzde 70'inden fazlası salt Atatürk'e inandığı için CHP'ye oy veren kitleleri olabildiğince tedirgin etmiş...

İşte İzmir'de sadece Öcalan hayranları değil; Kemalizmi ırkçılık olarak niteleyecek kadar pervasızlaşan, Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmış olan Fethullahçı Taraf gazetesinin yazarı Yüksel Taşkın'a tepkiler durmuyor...

Atatürkçüler; hangi özelliğindendir (!) bilinmez, (adı TESEV'le de anılan) Gökçe Gökçen'in ve sadece terör operasyonu yapan askerlere değil, CHP'li belediyelere, hatta CHP'nin kendisine bile taarruz eden, "ey CHP, sana ne insanların başörtüsünden" şeklinde twitler atan Hacer Foggo'nun, Atatürk duyarlılığının en yüksek olduğu İzmir gibi bir şehirde listelere konulmasının perde gerisinde nasıl bir hesap (!) olduğunu sorgulamaya çalışıyor...

İşte bu sırada sadece "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı değil, "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" nakaratı da boğazlarda düğümleniyor...

Evet; yazının başında; içinde "cumhuriyet" geçen üç alanın nasıl sistemli bir şekilde hedef alındığına dikkat çektik ya, toplumun yıllar boyu "Atam rahat uyu" diyerek destek verdiği CHP'nin iki açıdan (hem de kendi içinden) vurulması hangi kahredici planın (!) ürünü acaba?..

Hadi CHP kendi listelerine eski AKP'lileri

doldurmaktan, Atatürk ve cumhuriyetle, hatta CHP ile kavgalı isimleri, Atatürk sevgisinin en yoğun olduğu İzmir listelerine koymaktan kaçınmadı da, üçüncü vahim açmaza ne demeli?..

CHP yönetimi, son olarak HDP'li Feleknas Uca'nın da bağırdığı gibi "genel af çıkacak, PKK'lılar, Öcalan serbest kalacak, 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti değişecek" şeklindeki, parti ve ittifak tabanını da ürküten, (CHP'ye zarar veren) çağrılarına daha ne kadar sessiz kalacak?..

Hadi CHP'yi yönetenler CHP'ye yazık ediyorlar da; siyasetin ahval ve şeraiti böyle vahim manzaralar sunarken, cumhuriyetçi ahali, "Atam rahat uyu" diyebiliyor mu?..

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar