Şanlıurfa
DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Mail: [email protected]

''Terörün merkezi'', çelişkinin gafleti!..

''Terörün merkezi'', çelişkinin gafleti!..

Daha bir hafta önce 5 kentte sürdürülen operasyonlarda gözaltı kararı verilen 39 şüpheliden 27'si yakalanmıştı...

Daha 3 gün önce Mersin'deki bir başka operasyonda 17 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti...

Yine 6 gün önce Ankara'da ki FETÖ operasyonunda 15 kişi gözaltına alınmıştı...

Gün geçmiyor ki cemaatin örgütlenme gizemini dağıtmaya yönelik operasyonlar yapılmasın...

Fethullahçıların 40 yıldır sinsice sürdürdüğü örgütlenmenin 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle sonuçlanmasının ardından, dinci örgütün yıllar önceki yapılanması kadar darbe girişimi sonrasındaki faaliyetleri de gizemini koruyor...

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü nedeniyle açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,15 Temmuz'dan bugüne kadar 135 bin 916 FETÖ operasyonu, 312 bin 121 gözaltı yapıldığını vurgulayarak, "Yemin olsun ki bu devletin içinde, bu ülkenin içinde bir tane bile FETÖ'cü çer çöp bırakmayacağız, ne pahasına olursa olsun bunları son nefesimize kadar takip edeceğiz" demişti...

Peki; on binlerce operasyonda, yüz binlerce gözaltına rağmen, FETÖ gizemini nasıl koruyabilir, örgüt tamamen nasıl çökertilemiyor?..

Cemaate nokta operasyonu!..

Cemaate yönelik geçtiğimiz ay yapılan ve 450'den fazla kişi hakkında gözaltı kararı verilen büyük operasyonun asıl amacı Fethullahçıların halen bankamatikler üzerinden sinsice yürüttüğü para trafiğini çözmekti...

İşte bu son operasyon; Fethullahçıların halen hem firari üyelerini, hem de cezaevindeki yöneticilerini ayakta tutmak için gelir kaynağı çabalarını sürdürdüklerini ortaya çıkarmıştı...

Para trafiğini gözler önüne seren son müdahalenin yanısıra, cemaate yönelik neredeyse her hafta yapılan operasyonların bir amacı da, FETÖ üyelerinin akıllara durgunluk veren yeraltı örgütlenmelerini deşifre etmekti...

Tüm bu operasyonlar gösteriyordu ki; cemaat halen gelir kaynağı elde etmek için para topluyor, haberleşme trafiğini yürütmek için akıllara durgunluk veren yöntemler kullanıyor, bu arada örgüt militanlarının deşifre olmaması için de, istihbarat örgütlerini bile şaşırtan stratejiler uyguluyor...

Ancak Fethullahçılara yönelik operasyonlar yurtiçindeki çalışmalardan ibaret değil...

Tıpkı PKK'ya yapıldığı gibi, örgütün yurt dışındaki üyeleri ve yöneticilerine yönelik nokta operasyonları da devam ediyor...

Operasyonların son hedefi, örgütün TSK içindeki hücresinde faaliyet gösteren ve darbe girişiminin ardından yurt dışına kaçan Uğur Demirok'tu...

Cemaatin emniyet gizli yapılanmasında da faaliyet gösterdiği tespit edilen Demirok, Azerbaycan'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi...

İşte tam da bu haberin gazetelerde yayımlandığı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika'ya yönelik tepkilerinin sebebi de FETÖ liderinin yıllardır korunmasıydı...

Erdoğan'ın "Bu adam Amerika'da saklanıyor. Biden saklıyor... 'Terörün merkezi neresi' derseniz bunu söylerim" şeklindeki açıklaması, Fethullah Gülen'e karşı bir operasyon mu yapılacak sorusunu gündeme getirdi...

Peki; bir yandan Fethullahçılara karşı operasyonları sürdüren, son olarak da örgüt liderinin iadesi için Amerika'yı sıkıştıran AKP iktidarı, terör örgütlerine karşı çifte standart içine mi düşüyor?..

PKK partisi ile masada!..

Sağı- solu yoktur terörün... Sosyalist geçineni, Marksist geçineni ve şeriatçı geçineni de silaha sarıldı, kan akıttı, terör estirdi bu ülkede...

Dünyanın her tarafında devletler terörle mücadele ediyor... Türkiye'de ise bir yandan terörle mücadele edilirken; hem PKK gibi büyümüş teröre karşı bir gaflet politikası sergilenebiliyor, hem de devlet içerisinde "paralel yapı" oluşturmasına kadar, Fethullahçılar gibi örgütlere büyük destekler verildiği unutulmuyor...

İşte "Hizmet hareketi" adı altında, devlet içerisinde örgütlenen cemaate karşı "ne istediler de vermedik" şeklindeki yaklaşım, 15 Temmuz 2016'daki kanlı olayları ortaya çıkardı...

AKP döneminde uygulanan ve adına "açılım" süreci denilen gaflet politikası yüzünden ise PKK şehir merkezlerinde silahlı milislerini yürütecek, Diyarbakır, Mardin, Hakkari gibi kentlerde ise hendekler kazarak devletle çatışacak hale geldi... Ve sonuçta yüzlerce asker ve polis şehit oldu...

AKP iktidarının ve hatta devletin çelişkisi de işte burada ortaya çıkıyor;

AKP bir yandan (dün de gazetelere yansıdığı gibi) Fethullah'ı koruduğu gerekçesiyle Amerika'yı hedef alırken ve çevre ülkelerde FETÖ'cüleri yakalamak için nokta operasyonlarını sürdürürken, ikinci bir PKK açılımını başlatmaktan çekinmiyor...

Millet İttifakı'nı HDP ile işbirliği yapmakla suçlayan AKP'liler, partideki taban erozyonunun endişesinden olsa gerek, bir yandan İmralı da Öcalan'la görüşmeleri sürdürüyor, diğer yandan HDP yönetimi ile bir araya gelmekten çekinmiyor...

Cezaevindeki Selahattin Demirtaş, "HDP Öcalan'ın projesidir" diyerek PKK ilişkisini itiraf etmesine rağmen, iktidar partisinin dinci ve ayrılıkçı terör örgütlerine yönelik yaklaşım çelişkisi, terörle mücadele tarihindeki gaflet karanlığından hiç de ders alınmadığını gözler önüne seriyor...

Söyler misiniz; terörün merkezi mi önemli, terörle mücadele kararlılığı mı?.. Gidişat vahim mi, vahim!..

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar