Türkiye, 15 Temmuz 2016’da tarihinin en karanlık gecelerinden birini yaşadı. Aradan geçen 9 yılın ardından, milletin iradesine ve devletin kalbine yönelen hain darbe girişimi bir kez daha hafızalarda.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez Meclis, Cumhurbaşkanlığı, Emniyet ve istihbarat gibi mahrem kurumlar doğrudan silahlı saldırıların hedefi oldu.
251 VATANDAŞ ŞEHİT OLDU, BİNLERCESİ YARALANDI
FETÖ mensuplarının organize ettiği darbe girişiminde, halkın üzerine savaş uçaklarıyla bomba yağdırıldı, tanklar sokaklara çıktı. 251 vatandaş, kendi ülkesinin silahlarıyla şehit edildi. Binlercesi yaralandı. Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı’na düzenlenen saldırıda 51 polis hayatını kaybetti. Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaşta bile yaşanmayan bir saldırıya maruz kaldı.
HALK İHANETE KARŞI DİRENDİ
Darbe girişimi, halkın cansiparane direnişiyle geri püskürtüldü. Vatandaşlar, sadece tanklara değil, vatana ihanete de geçit vermedi. Sokağa çıkan milyonlar, despotluğa karşı milli iradeye sahip çıktı. O gece yaşananlar, Türkiye’nin darbelerle sınanan tarihine yeni ve acı bir sayfa ekledi.
CUMHURİYET TARİHİNDE EŞİ GÖRÜLMEMİŞ BİR GİRİŞİM
Türkiye, 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 gibi darbelerle sınandı. Ancak 15 Temmuz, doğrudan halkı hedef alan, Meclis’i bombalayan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni vuran ve devletin mahrem kurumlarını ele geçirmeye çalışan bir yapının kalkışması olarak farklı bir yerde duruyor.
“BÜYÜK İHANET, BÜYÜK YANILMA SONRASI GELDİ”
Millî Görüş çevreleri için sürpriz olmayan bu kalkışma, Türkiye’nin ümmetin umudu olarak hedefe konulduğu bir sürecin parçası olarak değerlendiriliyor. Siyonizm ve emperyalizmin ortak çıkarları doğrultusunda ülkenin parçalanmaya çalışıldığına dikkat çekiliyor.
Yorum Yazın