ÖZEL HABER | Şanlıurfa’da eksikliği en çok hissedilen çalışmlardan biri de, başta resim sanatı olmak üzere, kültür-sanat çalışmaları oluyor. Ancak bazı yerel sanatçılar ürettikleriyle bu eksikliği gidermeye çalışıyorlar. Karakalem çalışmaları yapan Songül Yıldırım da kentin o sanatçılarından biri. 3 Haziran’da başlayıp 15 gün sürecek sergisi ve genel olarak resim hakkında BİHA’ya konuşan ressam Yıldırım, “Sergimizin açıldığı günden beri katılım yok denecek kadar az” diyerek serzenişte bulunuyor.
Şanlıurfa’da insanların hasret duyduğu, eksikliğinden şikayetçi olduğu ilgi alanlarından biri de kültür-sanat çalışmaları oluyor. Özellikle resim sanatı ve bu sanat dalıyla ilgili sergilerin azlığı kentin sanat yönüyle ilgili önemli bir sorun olarak kendini gösteriyor.
Ancak Urfa’nın bazı sanatçıları kendi imkanlarıyla çalışmalar üretip sergileyerek bir nebze de olsa bu eksikliği gidermeye çalışıyorlar.
Yaklaşık 15 yıldır resim yapmakla uğraşan Songül Yıldırım da yaptığı karakalem çalışmaları ile Urfa’nın söz konusu eksikliğini telafi etmeye çalışan sanatçılardan. Ressam Yıldırım’ın “siyahın beyaza olan yolculuğu” dediği karakalem çalışmaları, 3 Haziran’da başlayıp 15 gün sürecek olan Karaköprü Necmettin Cevheri Kültür Merkezi’ndeki sergide sanatseverleri bekliyor.
BİHA’ya ressamlık macerası, yaptığı çalışmalar ve sergisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, resim sanatının önemi, Urfa’da sanata olan ilginin azlığı ve bunun nedenleri konusunda düşüncelerini aktardı.
Yaklaşık 15 yıldır yaptığı çalışmalarla resim sanatıyla uğraşan Songül Yıldırım, resimdeki yeteneğini babası M. Burhan Özbay’dan aldığını düşündüğünü belirterek ressamlık serüveniyle ilgili şunları söyledi:
"Resimdeki yeteneğimi babam M. Burhan Özbay’dan aldığımı düşünüyorum. Daha önce yağlı boya resim sergilerine katıldım. Karaköprü Necmettin Cevheri Kültür Merkezi resim bölümü karakalem kurslarına katılarak bu alanda da kendimi geliştirmek istedim. Kursumuzu araya deprem, pandemi gibi olağanüstü olaylar girmesine rağmen tamamladık ve sergimizle emeklerimizi taçlandırdık."
Karakalem çalışmasını kendisi açısından “siyahın beyaza olan yolculuğu, renksiz gibi görünen grilerin aslında ne kadar ışıltılı ve renkli olduğunun görselidir” diye tarif eden ressam Yıldırım, resim ile ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Resim bazen sınırları olan, bazen de kişinin özgürce iç dünyasını yansıttığı aynalardır. Bunu yapabilmek yetenek ister. Tabii, her zaman yetenek tek başına yeterli olamaz. Bunu işleyip ortaya çıkarabilecek eğitmenlere ihtiyaç duyar. Bunu da sağ olsun kurs eğitmenimiz Kasım Gören gibi hocaların katkılarıyla yapabiliyoruz. Bizim ortaya koyduğumuz bu güzel eserleri sanatseverlerle buluşturmada yol gösterici olan eğitmenlerimizin payı unutulamaz.”
Yıldırım sanatın yetenek, sevgi, emek ve en önemlisi duygu gerektirdiğinin altını çizerek, “Sanatla uğraşan insanların her zaman yaşadığı toplum ve çevreden bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Allah’ın bize lütfettiği bu yetenekler, yaratılanları çok daha ayrıntılı, bazen de çoğu insanın göremediği boyutta gözlemleme yaparak betimleyebiliyoruz. Bu yolculuğumuzda Yaradanın gücünü ve eşsizliğini keşfediyoruz. Bu farktan dolayı kendimi şanslı görüyorum” ifadelerini kullandı.
Resmi “yazının, şiirin çizgilerle kağıda dökülmüş hali” şeklinde betimleyen Yıldırım, resmin aynı zamanda bestenin tuvale yansıması olduğunu vurguladı ve ekledi:
“Bizler düşüncelerimizi resimlerimizle sergileriz. Bir ressamın en mutlu olduğu an, bir resim okur yazarıyla karşılaştığı andır. Şairin dediği gibi ‘Asafın miktarını bilmez Süleyman olmayan’ diyerek sanatseverlerin ilgisine ve eleştirisine muhatap olmak isteriz."
Şu anda Karaköprü Necmettin Cevheri Kültür Merkezinde açtığı sergiyle sanatseverleri bekleyen ressam Yıldırım, "Böyle güzel ve donanımlı bir merkezi şehrimize kazandırdıkları için ve desteklerinden ötürü Karaköprü Belediyesine ve eğitimimize katkılarından dolayı kurs hocamıza teşekkür ederiz. 6 Haziran'da açmış olduğumuz sergi 15 gün devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Serginin açıldığı günden beri gösterilen ilgi ve alakanın yok denecek kadar az olduğunu belirtip serzenişte bulunan Yıldırım, bunun nedeni konusunda şunları dile getirdi:
"Biraz da serzenişimi dile getirmek isterim. Dediğim gibi sanatı ve sanatçıyı motive eden ilgi ve takdirdir. Sergimizin açıldığı günden beri katılım yok denecek kadar az. Buna sebep sergi alanımızın şehrin merkezinden uzak yerde olması gösterilebilir. Belki ulaşımı daha kolay, merkezi bir yerde sergimizi açabilseydik daha fazla ilgi olabilirdi. Biliyorsunuz, insanlara kolay ulaşabilmek adına çoğu zaman bu tür sergiler AVM’lerde açılmak zorunda kalıyor."
Ressam Yıldırım geçen yıllarda yıkılan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye binasının altındaki sergi salonu ile ilgi de bir serzenişte bulundu. Söz konusu tekrar sergi salonu olarak kullanılacağı sözü verilmesine rağmen şu an sadece kafe olarak işletildiğini hatırlatan Yıldırım, “Şehir merkezinde geçen yıllarda yıkılan Şanlıurfa Belediye binasının altındaki sergi salonu, biz sanatçılar için ideal bir yerdi. Yıkıldı. Yerinde yapılan ve şu an kafe, çay bahçesi olarak kullanılan yer için sergi salonu olarak kullanılacak denmişti. Ancak şu an kafe olarak kullanılıyor. Unutulmuş olabilir. İlgililere hatırlatmak isteriz” diye konuştu.
BİHA
Yorum Yazın